Bakanlar ve iş dünyasından boykot çağrılarına ilk tepkiler! Vatandaşlara peş peşe çağrı
CHP Genel Başkanı Özgür Özel’in, tüm halkı 2 Nisan Çarşamba günü tüketim boykotu davetlerine bakanlar ve iş dünyasından sert reaksiyonlar geldi.
‘EKONOMİK İSTİKRARI GAYE ALAN BİR MUHALEFET KAYBETMEYE MAHKUMDUR’
Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz toplumsal medya hesabından İstanbul Büyükşehir Belediyesine (İBB) yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası Özgür Özel tarafından başlatılan boykot davetlerine ait açıklama yaptı.
Bölgede yaşanan jeopolitik ve ekonomik gelişmelerin, iç çekişmelere feda edilemeyecek seviyede hayati olduğunu vurgulayan Yılmaz, global siyaset ve iktisatta belirsizlik ve riskler kadar, yeni imkan ve fırsatların oluştuğu bir devirden geçildiğini belirtti.
“Terörsüz Türkiye” maksadı için son derece değerli bir uğraş içinde olunduğuna dikkati çeken Yılmaz, şunları kaydetti:
“Tarihimizin en büyük sarsıntı afetinin yaraları süratle sarılmaktadır. İnsanımızın kalıcı refahı için ekonomik programımızı kararlılıkla hayata geçiriyoruz. Gündemimiz, dış siyaset, demokrasi ve kalkınmada çıtamızı daha ileri taşımaktır. Toplumsal huzur, refah ve ulusal birlik, siyaset kurumunun ortak sorumluluğudur.
Demokrasinin olmazsa olmazı olan muhalefet, yasal tabanlarda, yapan teklif ve tenkitler ile yapılır. Sokak ve boykot davetleri ile toplumsal huzuru ve ekonomik istikrarı gaye alan bir muhalefet kaybetmeye mahkumdur. Ayrıştırıcı, tehditkar ve kutuplaştırıcı telaffuzları temel alan, hukuk tanımaz siyaset şekli, tarih önünde ve milletimizin vicdanında karşılığını bulacaktır.”
TİCARET BAKANI BOLAT: BOYKOT ÇAĞRISI YAPANLARA KARŞI TAZMİNAT DAVASI AÇABİLİR
Ticaret Bakanı Ömer Bolat da boykot davetleri nedeniyle ticaretinde maddi kaybı olan esnafın, şirket sahibi ve hissedarlarının borçlar hukuku kapsamında tazminat davası açma hakkı olduğunu belirterek, “Bu hususta kimse tereddüt etmesin.” dedi.
Bolat, yaptığı açıklamada, birtakım kişi ve kuruluşların, toplumsal medya mecralarından “2 Nisan’da ticareti durduralım” şeklindeki boykot davetlerini esefle kınadığını belirtti.
Nisan ile birlikte ilkbaharın başladığını, tabiatın canlandığını, üretimin arttığını, iktisadın canlandığını lisana getiren Bolat, Türkiye Yüzyılı’nın ticaretin de yüzyılı olacağını tabir etti. Türkiye’nin ticaretteki artış ile iktisattaki büyümesini dolar bazında 6,5 kat artırdığını, 11 milyon yeni istihdam sağladığını hatırlatan Bolat, boykot davetlerini, muhalefetin elindeki belediyeleri saran yolsuzluk ve rüşvet skandallarını örtbas etme teşebbüsü olarak nitelendirdi. Bolat, şöyle devam etti:
“Boykot davetleri ekonomiyi sabotaj teşebbüsüdür. Bilhassa haksız ticaret, rekabet ögeleri içermektedir. Kendilerini ülkenin efendisi ve sahibi zanneden, ‘biz ne istersek o olur’ anlayışıyla hareket eden lakin 22 yıldır hüsrana uğrayan, kendilerini birinci sınıf üstenci vatandaş görüp, halkımızın çok büyük çoğunluğunu adeta ikinci sınıf vatandaş görme kibrine ulaşan ve sınıfsal üstünlük savaşı veren dar çerçevedeki lüks ve rant debdebesi içinde olan çevrelerin beyhude teşebbüsü olarak görüyoruz.”
BAKAN BOLAT’TAN VATANDAŞLARA ALIŞVERİŞ ÇAĞRISI
Bolat, Ticaret Kanunu, borçlar kanunu, rekabet hukuku, ceza hukuku ve ulusal güvenlik boyutu prestijiyle adalet düzeneğinde kesinlikle gerekenin yapılacağına dikkati çekerek, şunları bildirdi:
“Bu noktada vatandaşlarımızı, bilhassa bu azgın azınlığın iktisada, istihdama, halkımızın iş, aş ve gelir durumlarına sekte vurma gayretlerine karşı dimdik durmaya davet ediyorum. Vatandaşlarımıza bir çağrım var, ‘Eğer bugün, yarın, öbür gün ya da birkaç gün sonra yapacağınız alışveriş planınız varsa kesinlikle 2 Nisan günü alışverişinizi, ticaretinizi yapmaya’ davet ediyoruz.
Bunun yanında da bilhassa esnafımızın, ticaret erbabımızın, şirketlerin temsilcileri olan odalara da davette bulunmak istiyorum. Esnaf, ticaret ve sanayi odaları ile ticaret borsalarını, üyelerinin hak ve menfaatlerini muhafazaya çağırıyorum. Zira bu onların vazifesidir.
Makosen koltuklarında ve lüks debdebe içindeki yerlerinde Türkiye’ye taraf vermeye çalışan, halkın iradesini hiçe sayanların, halkın 22 yıldır seçimlerle iş başına getirdiği hükümetin 22 yıllık iktisattaki, terörle uğraştaki ve istikrardaki, dış siyasetteki, ulusal savunmadaki büyük başarılarına karşı dijital toplumsal medya üzerinden yapmaya çalıştıkları bu bozgunculuğu bozguna uğratmaya vatandaşlarımızı, şirketlerimizi, esnafımızı davet ediyorum. Allah’ın müsaadesiyle bu eforları da tekrar hüsrana uğrayacaktır.”
Bolat, bilhassa ticareti durdurma eforlarıyla alakalı olarak ticaretinde ziyan edenlerin tazminat davası açma haklarının olduğunu anımsatarak, “Boykot davetleri nedeniyle ticaretinde maddi kaybı olan esnafımız, şirket sahipleri ve hissedarların borçlar hukuku kapsamında tazminat davası açma hakları var, bu bahiste kimse tereddüt etmesin.” sözlerini kullandı.
‘EMEKÇİLERİMİZİN HELAL KARIYLA OYNAMAYA ÇALIŞANLAR ASLA EMELİNE ULAŞAMAYACAKTIR’
Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Işıkhan: Çalışanın, üretenin, ihracat yapanın yanında olmaya devam edeceğiz. Sorumsuz davetleriyle işçilerimizin, istihdam oluşturan girişimcilerimizin ve sanayicilerimizin ekmeğiyle, helal karıyla oynamaya çalışanlar asla maksadına ulaşamayacaktır.
BAKAN KACIR: MİLLETİMİZ BU TIP OYUNLARA GELMEZ
Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fatih Kacır: Üretim ve istihdam Türkiye’nin ulusal gücüdür.
Bu gücü kırmaya çalışmak, ulusal markaları boykot davetleriyle zayıflatmaya çabalamak Türkiye’nin ortak geleceğine ziyan vermektir.
Türk Milleti, feraset ve basiret sahibidir. Milletimiz bu tıp oyunlara gelmez.
Milletimiz ortasında ayrıştırıcı telaffuzlar üretenler, yeniden ve ebediyen kendileri kaybedecektir.
BAKAN URALOĞLU: BOYKOT ADI ALTINDA YÜRÜTÜLEN KİRLİ TELAFFUZLAR BU MİLLETİ YILDIRAMAZ
Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu: Üreten, istihdam sağlayan her kişi ve kurum, Türkiye’nin ulusal gücüdür.
Bu güce ziyan vermek isteyenlerin amacı yalnızca markalar değil; emeğimiz, birlikteliğimiz ve geleceğimizdir.
Boykot ismi altında yürütülen kirli telaffuzlar, bu milleti yıldıramaz.
Aziz milletimiz neyin ne olduğunu bilir; ferasetiyle, basiretiyle her oyunu bozar.
Toplumu bölmeye çalışanlar tekrar ve her vakit kaybedecektir!
Biz biriz ve birlikte güçlüyüz!
‘BOYKOT DEĞİL ULUSAL ZARARDIR’
Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı: Bizim üreticimiz, bizim çiftçimiz, bizim esnafımız…
Milli markalarımıza “Boykot” ismi altında yapılmaya çalışılanların, Türkiye’ye ziyan vereceği aşikardır.
Kendi üreticimize, kendi esnafımıza sırtımızı dönmek, kendi emeğimizi baltalamaktır.
Üretimin, istihdamın, ulusal ekonomimizin işleyen çarklarına çomak sokmaya çalışanlara karşı milletimiz gereken karşılığı verecektir.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş: Boykot ismi altında yapılan davet ile amaç aldıkları; alın teriyle üreten personelimiz, toprağını işleyen çiftçimiz, istihdam sağlayan girişimcimiz ve bu ülkenin refahını inşa eden tüm kesimlerdir!
Türkiye’nin emeğine, kazanımlarına ve geleceğine direkt ziyan veren bu hareket, #BoykotDeğilMilliZarar’dır.
Bizler; emeğiyle büyüyen, üretimiyle güçlenen, birliğiyle yükselen bir milletiz. Toplumsal birliği bozmayı, Türkiye’ye kaybettirmeyi amaçlayanlara karşı dimdik duruyor ve bu zihniyeti reddediyoruz.
Bu ülkenin kıymetlerine, emeğine, büyümesine ziyan vermeyi amaçlayanlar hiçbir vakit başarılı olamayacaklar!
‘BU BÜYÜK MİLLET KENDİ EMEĞİNİ KİMSEYE ASLA YEM ETMEYECEKTİR’
Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin: Yerli ve ulusal markalara yönelik “boykot” davetlerinin, ülkemizin daha müreffeh yarınlara ulaşmasına ziyan vereceği açıktır.
Bilinmelidir ki, bu büyük millet kendi emeğini kimseye asla yem etmeyecektir.
Boykot naralarıyla ayrıştırıcı söylemler üretenler, milletimizin birliği ve beraberliği karşısında her daim yenilmeye mahkumdur.
TOBB BAŞKANI HİSARCIKLIOĞLU: BOYKOT ÇAĞRILARI YANLIŞTIR
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Lideri Rifat Hisarcıklıoğlu: Üreten, istihdam sağlayan, yatırım yapan şirketlerimizin maksat haline getirilmesi ve boykot davetleri yanlıştır. Şirketlerimiz siyasi tartışmaların dışında tutulmalıdır.
İSO Başkanı Erdal Bahçıvan: Ülkemizde ticari hayatı sekteye uğratacak, üretim hayatında olumsuz sonuçlar doğuracak davetler konusunda dikkatli ve hassas olunmalıdır.
‘İSTİHDAM KAYNAĞI OLAN ŞİRKETLERİNE SALDIRILAMAZ’
İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç: Boykot davetleri yanlıştır. Türkiye’nin yerli ve bağımsız iktisadının eseri ve istihdam kaynağı olan şirketlerine saldırılamaz.
‘TİCARET DURDURULMAMALI’
TESK Genel Başkanı Bendevi Palandöken, “Bu ekonomik zorlukta müşterisine hizmet etmeye çalışan esnaf ve sanatkara takviye olunmalı ve ticaret durdurulmamalı.” dedi.
‘ÜLKE İKTİSADINI MAKSAT ALMAK BİR DURUŞ DEĞİL TERSİNE AKIL TUTULMASIDIR’
Anadolu Aslanları İş Adamları Derneği (ASKON) Genel Başkanı Orhan Aydın, “boykot” davetlerine ait, “Süreci bu boyuta çekmek, ülke iktisadını maksat almak bir duruş değil tersine akıl tutulmasıdır.” değerlendirmesinde bulundu.
İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan boykot davetlerine ait yazılı açıklama yapan Aydın, hukuksal bir süreç yaşandığını, savcıların kanıtlarını ortaya koyduğunu, yargıçların mahkeme sürecini başlattığını belirtti.
‘BU ŞEKİL BİR DAVET LAKİN EMPERYALİST KANISI OLAN ZİHNİYETLERE İLİŞKİN OLABİLİR’
Sürecin hukuk çerçevesinde nihayete ereceğine dikkati çeken Aydın, şu sözleri kullandı:
“Hukuki süreci de hukukçularınız ile yürütürsünüz. İnsanları sokaklara döküp karşı karşıya getirerek, ülkemizin ve milletimizin refahı için gece gündüz çabalayan üreticilerimizi amaç alarak süreci yürütemezsiniz.
Süreci bu boyuta çekmek, ülke iktisadını maksat almak bir duruş değil bilakis akıl tutulmasıdır. Bu üslup bir davet, talep lakin ülkemiz üzerinde emperyalist fikri olan zihniyetlere ilişkin olabilir. Dün bu stil davetlerin kimler tarafından yapıldığını biliyoruz. Bugün hala ülkemize bu biçim boykotları uygulayanların kimler olduğunu biliyoruz.”
‘BU TİP DAVETLER YALNIZCA İNSANLARI BÖLMEK İÇİN KULLANILAN BİR ARGÜMANDIR’
Orhan Aydın, bu davetlerin iktisada yönelik olumsuz tesirlerine işaret ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“Belirli bir tarafı ve kümesi kendi çıkarlarınız doğrultusunda konsolide edebileceğinizi düşünebilirsiniz lakin ülke iktisadına ziyan verecek olan bu davetlere karşı milletimiz sağduyusu ile boşa çıkartacaktır. Bu tip davetler yalnızca insanları bölmek, kendi taraftarlarını marjinalleştirmek için kullanılan bir argümandır. Halkımız da sağduyusu ile bunu boşa çıkaracaktır.”
‘BU DAVET EKONOMİK BAĞIMSIZLIĞIMIZI TEHLİKEYE ATMAYA YÖNELİK AÇIK BİR GİRİŞİMDİR’
Müstakil Endüstrici ve İşadamları Derneği (MÜSİAD) Genel Başkanı Mahmut Asmalı, boykot davetlerinin ekonomik istikrarları bozma teşebbüsü olduğunu belirterek, “Bu davet, yerli ve ulusal sermayemizi zayıflatmaya, ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya ve global sermayeye alan açmaya yönelik açık bir teşebbüstür.” değerlendirmesinde bulundu.
Asmalı, İstanbul Büyükşehir Belediyesine yönelik yolsuzluk soruşturması sonrası başlatılan “ekonomik boykot” davetlerine ait yazılı açıklama yaptı.
CHP tarafından bugün için duyurulan boykot davetinin kimi çevrelerce de desteklendiğini kaydeden Asmalı, bu davetin ekonomik istikrarları bozma teşebbüsünün yanı sıra piyasaları kilitleyerek üretimi ve istihdamı olumsuz etkileme uğraşı olduğunu bildirdi.
Asmalı, “Bu davet, yerli ve ulusal sermayemizi zayıflatmaya, ekonomik bağımsızlığımızı tehlikeye atmaya ve global sermayeye alan açmaya yönelik açık bir teşebbüstür.” sözlerini kullandı.
Ekonominin, bir milletin ortak emeği olduğunu kaydeden Asmalı, bu emeği sekteye uğratmaya yönelik her hareketin, sadece firmalara değil esnafa, sanayiciye ve tüm vatandaşlara ziyan vereceğini vurguladı.
‘İŞ DÜNYASI SİYASİ TARTIŞMALARIN DIŞINDA TUTULMALI’
Mahmut Asmalı, toplumu bu çeşit yapay kriz davetlerine karşı durmaya davet ederek, şu açıklamalarda bulundu:
“Tüm vatandaşlarımızı bugün ekonomimize daha güçlü takviye vermeye, yerli üretim yapan firmalara ve markalara sahip çıkmaya, alışverişlerini ertelemek yerine, Türkiye’nin ekonomik istikrarını korumak için iktisada katkı sağlamaya davet ediyoruz. Türkiye iktisadı, üretim gücü, istihdam imkanları, ihracat odaklı büyüme modeli ve girişimcilerimizin azmiyle son yıllarda kıymetli bir ivme kazanmıştır. İş dünyamızın özverili çalışmaları sayesinde ülkemiz, global iktisattaki zorluklara karşın istikrarlı büyümesini sürdürmektedir. Daha evvel de belirttiğimiz üzere iş dünyası, siyasi tartışmaların dışında tutulmalı ve tüm paydaşlar, ülkemizin refahı için ortak akılla hareket etmelidir.”
‘BÖYLESİ YÖNLENDİRMELER KABUL EDİLEMEZ VE SON DERECE TEHLİKELİ ADIMLARDIR’
Hac Umre Seyahat Acentaları Derneği (HURSAD) Başkanı Diyaeddin Şahin:
Kamuoyuna bugün servis edilen ve 2 Nisan tarihini işaret ederek yapılan tüketim boykotu daveti, ekonomik zorluklar içinde çaba eden milyonlarca insanı yok saymaktadır. Bu davet, sağduyudan uzak bir yaklaşımla, toplumsal barışı zedeleme potansiyeli taşımaktadır. Siyasi hesaplarla yapılan böylesi yönlendirmeler, kabul edilemez ve son derece tehlikeli adımlardır.
Bu şekil davetlerin; gündelik çıkarıyla geçinen esnaftan yerli üreticiye, perakendeciden hizmet kesimine kadar geniş bir kısmı amaç aldığı ortadadır. Ticaretin durdurulması tarafında yapılan bu yönlendirmeler, yalnızca siyasi tansiyonu yükseltmekle kalmaz, birebir vakitte halkın ekmeğini küçültür, geçimini tehdit eder. Türkiye iktisadının son yıllarda verdiği çabayı sekteye uğratma emeli taşıyan bu telaffuzlar, bir duruş olarak değil, sorumluluktan uzak bir siyasi atılım olarak değerlendirilmelidir.
Toplumu kutuplaştırmak, ekonomik ömrü şuurlu halde sabote etmek; söz özgürlüğü ya da demokratik hakkın kapsamına girmez. Bu tavır, siyasi etikle de toplumsal vicdanla da uyuşmaz. Türel süreçler devam ederken, yargının yerine sokakların ikame edilmesi, kabul edilemez bir yaklaşımdır.
‘TÜRKİYE ÇATIŞMADAN DEĞİL, ÇALIŞMADAN YANA OLACAKTIR’
Bir başka vahim problem de muhakkak bir siyasi çizgide duran seçmeni yönlendirme teşebbüsüdür. Makul markaların, şirketlerin ya da kesimlerin kamuoyu önünde gaye gösterilmesi; bireyin özgür tercihine müdahaledir. Şimdi iktidar gücünü elinde bulundurmadan dahi toplumun belli kısımlarını cezalandırma eğilimi gösteren bu anlayış, geleceğe dair önemli kaygıları beraberinde getirmektedir.
Türkiye, makroekonomik istikrarları yine tesis etmeye çalıştığı bir devirden geçmektedir. Mali sıkılaşmanın uygulandığı, iç tüketimin büyümeye katkısının hayati olduğu bu türlü bir süreçte; üretimi, istihdamı ve piyasa istikrarını tehdit eden bu stil davetler, direkt ülkenin geleceğini maksat almaktadır. Bu tavrın, ülke faydasına değil; çok daha derin hesapların yansıması olduğu açıktır.
Siyasi kazanımlar uğruna halkın refahını riske atmak, ülkenin ekonomik damarlarını kesmeye teşebbüs etmektir. Bu stil davetler, geçmişte kimler tarafından nasıl yapıldığı unutulmayan; bugünse kimlerin siyaseti hâline getirildiği açık olan bir zihniyetin eseridir.
Bu millet; bölünmeye, tehdit lisanına ve yönlendirme siyasetlerine prim vermeyecek kadar feraset sahibidir. Her kriz anında sağduyusuyla hareket eden halkımız, bu sorumsuz çağrıyı da boşa çıkaracaktır.
Bizler; alın teriyle ayakta duran esnafın, çarkı döndüren üreticinin ve hizmet eden herkesin yanındayız. Türkiye, çatışmadan değil; çalışmadan yana taraf olacaktır.
GALERİYE GİT
