Cumhurbaşkanı Erdoğan: Kötü gidişe dur demek zorundayız

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Beştepe Millet Kongre ve Kültür Merkezi’nde “Kur’an-ı Kerim’i Hoş Okuma Müsabakası Ödül Töreni’’nde konuştu. 

Erdoğan’ın açıklamalarından satır başları:

Cumhurbaşkanlığı Külliyemize bu gazi yere beğenilen geldiniz. Yurt dışındaki kardeşlerimize ilim ve muhabbet erlerine selamlarımı ve sevgilerimi gönderiyorum. Bu akşam tıpkı vakitte Kadir Gecesi’ne ulaşmanın bahtiyarlığını yaşıyoruz. Müstesna bir geceyi idrak ediyoruz. Kuran-ı Kerim’in nazir olduğu bin aydan daha güzel Kadir Gecesi’nin tüm insanlık için hayırlara vesile olmasını diliyorum. Siyonist hükümet Gazze’ye yönelik hava ataklarını artırdı. Sıhhat tesisleri İsrail tarafından bilerek maksat alınıyor. 

Gazze’nin ayakta kalan son binaları da yok ediliyor. Her gün daha da haydutlaşan İsrail soykırım siyasetine Ramazan ayında da devam ediyor. Son ataklarda 700’ün üzerinde Filistinli kardeşimiz şehit oldu. Tüm şehitlere büyük Allah’tan rahmet, yaralılara acil şifalar diliyorum. Sizlerden edeceğiniz dualarda Gazeli kardeşlerimizi unutmamanızı istiyorum. Şunu herkes bilsin ki biz sonuna kadar Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya devam edeceğiz. İnsani yardımlarımızla yanlarında olacağız. Barışı ve adaleti savunan unsurlu politikalarımızla yanlarında olacağız. Gazze’de zulmün ve soykırımın bir an evvel son bulması için ne gerekiyorsa yapacağız. 

TRT’YE DESTEK

Gelecekte adaletin tesisinde katkı yapacak yayınlara imza atan TRT mensuplarını bir kere daha tebrik ediyorum.

Kur’an-ı Kerim’i hoş okuma müsabakasında emeği geçen Diyanet İşleri Başkanlığımıza ve TRT ailesine yürekten teşekkür ediyorum. 28 Şubat’ta başlayan yarışımızın mükafatlarını inşallah takdim edeceğiz. Dereceye giden hafızlarımızı, genç kardeşlerimizi farklı ayrı tebrik ediyorum. 110 yarışmacının tamamına tıpkı halde tebrik ve takdirlerimi iletiyorum.

Artık bir ekran klasiğine dönüşen bu güzide yarış hem ülkemizde hem de yurt dışında büyük bir ilgi ve teveccühle takdir ediliyor. Alemlere rahmet, beşeriyete hidayet eden fahri kainat efendimiz bir hadis-i şerifinde şöyle emretmektedir “Her vakit Kur’an okuyan şahsa şöyle denecektir, oku ve yüksel, okuduğun nispette cennet basamaklarından üst çık. Dünyada ağır ağır okuduğun üzere artık de ağır oku. Elbet senin cennette ulaşacağın yer okuduğun ayetin son noktasıdır. Ne kadar okursan o kadar yükselirsin” Rabbim bu ahengi, bu yükselişi, bu mertebeyi inşallah hepimize nasip eylesin. Mevla Kur’an ve sünnetin müsaadeden bir an olsun ayrılmamaya sürekli sırat-ı müstakim üzeri olmaya bizleri müyesser kılsın.

“COĞRAFYAMIZDA KAOS VE KARDEŞ ARBEDESİ GÖRÜYORUZ”

Dünyada ve bölgemizde meydana gelen hadiselerin tesirlerini daha fazla hissediyoruz. Şiddet ve rekabetin dozu da günden güne artıyor. Barışı, huzuru, güvenliği tesis etmek üzere ihdas edilen memleketler arası kuru ve kuruluşlar vazifelerini yerine getiremediği üzere insani trajedilerin daha da derinleşmesine sebebiyet veriyor. Filistin’de 1,5 yıldır devam eden işgal ve soykırımın önüne bir türlü geçilemedi.

Afrika’da açlık, susuzluk, yolsuzluk onlarca yıldır devam ediyor. 285 milyonu aşkın insan akut besin kriziyle karşı karşıya. Açlığı ölümcül seviyede yaşayan dünya genelinde 36 milyon üzerinde insan var. Sistematik baskılara, asimilasyon siyasetlere maruz kalan milyonlarca insan var. Coğrafyamızda istikrarsızlık, kaos ve kardeş hengamesi görüyoruz.

Bu olumsuz tablonun ortaya çıkmasında global sistemin efendileri kadar İslam dünyasındaki ataletin ve dağınıklığın da hissesi var. Kendi iç problemlerimizle uğraşmaktan maalesef dış dünyaya, dışarıdaki fırsatlara gereğince odaklanamıyoruz. Kimi vakit mezhep, köken, kabile taassubu, Müslümanları içten içe adeta çökertiyor. Dünyanın en genç nüfus yapısına sahip olmamıza karşın geleceğimiz olan evlatlarımızı kardeş hengamesine kurban veriyoruz.

“BİZİ İÇERİDEN ZAYIFLATAN BU BERBAT GİDİŞE ARTIK DUR DEMELİYİZ”

Emperyalistlerin ördüğü fitne ve nifak duvarlarını bir türlü yıkamıyoruz. 14 asırdır her gün 5 kez tıpkı kıbleye döndüğümüz halde inancımızın bize emrettiği formda bir duvarın tuğlaları üzere kenetlenemiyoruz. İslam’ın üniversal kardeşlik bildirilerine teslim olamadığımız, hayatımıza tatbik edemediğimiz için ne yazık ki emperyalist güçlerin operasyonlarına açık hale geliyoruz. Gelinen noktada şu gerçeği kabul etmemiz koşuldur; bizi içeriden zayıflatan bu berbat gidişe artık bir dur demek zorundayız.

Türk, Kürt, Arap, Farisi, Asyalı, Afrikalı, siyah, beyaz demeden İslâm alemi olarak daima bir arada vahdeti kuşanmak, kardeşliğimize sıkı sıkıya sarılmak mecburiyetindeyiz. Yaralarımızı sarmak, güçsüzlerin zahmetlerine son vermek istiyorsak aramızdaki birlik ve beraberliği güçlendirmemiz gerekiyor. Bunun için Kur’an ve sünnetin ışığında yeni bir sayfa açmamız, aramızdaki uyuşmazlıkları bir an evvel tahlile ulaştırmamız icap ediyor.

Yakın bir tarihe kadar dünyaya nizam veren geçmişimize baksak, ecdadın müsaadeden gitsek inanın bu bile bizim için çok kıymetli başlangıç olacaktır.