Suudi Arabistan’daki toplantı sonrası İsrail’e uyarı: Suriye’yi terk et!
İslam İşbirliği Teşkilatı (İİT) Dışişleri Bakanları Kurulunun, Filistin’deki gelişmeleri görüşmek üzere Suudi Arabistan’ın Cidde kentinde düzenlediği Harikulâde Dışişleri Bakanları Kurulu Toplantısında, Gazze’nin yine inşası desteklenerek, İsrail’den Suriye’den çekilmesi talep edildi.
SONUÇ BİLDİRGESİ AÇIKLANDI
Suudi Arabistan, Filistin, İran ve Pakistan’ın talebi üzerine dün akşam Suudi Arabistan’ın Cidde kentindeki İİT merkezinde gerçekleştirilen harikulâde toplantının sona ermesinin akabinde “İsrail’in ataklarına kalıcı ve kapsamlı bir biçimde son vermesi” vurgusuyla sonuç bildirgesi açıklandı.
İsrail’in, Gazze’de 15 Ocak 2025’te Katar, Mısır ve ABD’nin ortak arabuluculuğunda ilan edilen “kalıcı ve sürdürülebilir ateşkes anlaşmasını” uygulamakla yükümlü olduğu vurgulanan bildiride, İsrail’in akınlarına “kalıcı ve kapsamlı bir biçimde son vermesi” daveti yapıldı.
Bildiride, “Filistinli göçmenlerin meskenlerine geri dönmesine müsaade verilmesi, İsrail işgal güçlerinin Gazze’den çekilmesi, hudut kapılarının açılması ve insani yardımların Gazze’nin tüm bölgelerine kesintisiz ulaştırılması gerekiyor.” sözlerine yer verildi.
İsrail’in taahhütlerini yerine getirmemesinin “tüm barış uğraşlarını başarısızlığa uğrattığına” dikkat çekilen bildiride, İsrail, bu durumun “tam sorumlusu” olarak nitelendirildi.
FİLİSTİNLİLERİN ZORLA GÖÇ ETTİRİLMESİNE TEPKİ
Bildiride, Filistin halkının kişisel ya da toplu formda zorla yerinden edilmesi, ülke içinde yahut dışında sürgün edilmesi ya da tehcir edilmesine yönelik tüm planların kesin bir lisanla reddedildiği vurgulanan bildiride, İsrail’in Filistinlileri topraklarından uzaklaştırma teşebbüsleri “etnik paklık, memleketler arası hukukun ağır bir ihlali ve insanlığa karşı suç” olarak tanımlandı.
İsrail’in Gazze’ye yönelik “aç bırakma politikaları” kınanarak, Batı Şeria ve Doğu Kudüs de dahil olmak üzere yasa dışı yerleşim faaliyetleri ve ilhak teşebbüslerinin derhal durdurulması talep edilen bildiride, İsrail’in işgal altındaki Batı Şeria’nın rastgele bir bölgesi üzerinde “sözde egemenlik kurma” uğraşlarının reddedildiği tabir edildi.
FİLİSTİN ULUSAL BİRLİĞİ
Bildiride, “Filistin halkının yasal ve tek temsilcisi olan Filistin Kurtuluş Örgütü’ne, onun tek bir sistem, tek bir yasa ve tek bir yasal silahlı güç unsuruna dayanan siyasi programına ve memleketler arası taahhütlerine bağlılık temelinde Filistin ulusal birliğinin sağlanmasının önemi” vurgulandı.
Filistin hükümetinin, Gazze Şeridi’ndeki mahallî yeteneklerden oluşan bir süreksiz idare komitesinin kurulmasına dair kararının desteklendiği ve memnuniyetle karşılandığı belirtilen bildiride, bu süreçle paralel olarak kurulan komitenin tüm sorumluluklarını üstlenebilmesi için güvenliği sağlama, insani yardım, tekrar inşa ve kalkınma planlarını uygulama konusunda kapasitesinin güçlendirilmesi gerektiği vurgulandı.
Filistin halkına karşı işlediği savaş cürümleri ve soykırım nedeniyle ortaya çıkan büyük ziyanlardan tüzel sorumluluğun büsbütün İsrail’e ilişkin olduğu belirtilen bildiride, İsrail’in geniş çaplı yıkım, can kaybı, insani acılar, maddi ziyanlar, ekonomik kayıplar ve sivil ve toplumsal altyapı ile mülklerin yok edilmesinden de sorumlu tutulduğu kaydedildi.
Gazze’deki yıkımın tesirlerini ortadan kaldırmak ve tazminat ödemenin İsrail’in sorumluluğunda olduğunu vurgulandı.
ARAP PLANININ KABUL EDİLMESİ
Bildiride, toplantıda Mısır’ın Filistin ve Arap ülkeleriyle tam uyum halinde sunduğu, Harikulâde Arap Doruğu’nda onaylanan Gazze’nin toparlanması ve yine inşası ile bunun hayata geçirilmesi için her türlü mali, maddi ve siyasi dayanağın sağlanması konusunda çalışma yapılmasına ait planın onaylandığı belirtildi.
Uluslararası toplum ile milletlerarası ve bölgesel finans kuruluşlarına plana gerekli takviyenin süratle sağlanması davetinde bulunulduğu vurgulanan bildiride, Gazze Şeridi’nin tekrar inşası için Filistin ve Birleşmiş Milletler işbirliğiyle en kısa müddette Kahire’de milletlerarası bir konferans düzenlenmesinin memnuniyetle karşılandığı söz edildi.
– Milletlerarası güçler ve Yetim Bakım Fonu
Bildiride, Birleşmiş Milletler ile işbirliği içinde, Gazze Şeridi’ndeki yaklaşık 40 bin yetime takviye sağlamak için milletlerarası bir bakım fonu oluşturulması davetinde bulunuldu. Ayrıyeten, bilhassa çocuklar olmak üzere, binlerce yaralıya yardım edilmesi ve protez uzuvların temin edilmesi gerektiği vurgulandı.
Toplantıda, İsrail işgal hükümetinin bakanlarının işlediği tüm hataları ve çok, ırkçı açıklamaları ve Batı Şeria’daki kent, köy ve kamplarda işlenen hatalar kınandı.
Ayrıca, çok yerleşimcilerin Filistin halkına, topraklarına, kutsal yerlere ve mülklerine karşı uyguladığı organize terörizmin artmasının tehlikesine dikkat çekildi.
Gazze’deki sivillere yönelik soykırım işlenmesi ve sivil altyapıyı gaye alan rastgele askeri atakların devam etmesinin, İsrail’e askeri dayanak, silah, mühimmat ve ilgili ekipman sağlanmasıyla yakından bağlı olduğu vurgulandı.
Bildiride, İsrail’e silah ve mühimmat sağlayan tüm ülkelere bu tavırlarını tekrar gözden geçirmeleri ve İsrail’e silah ve mühimmat ihracatını yahut transferini yasaklamaları daveti yapıldı.
Türkiye ve BM’deki 18 temel ülkeden oluşan küme tarafından sunulan ve 52 ülke ile İslam İşbirliği Teşkilatı ve Arap Birliği tarafından imzalanan, İsrail’e silah tedarikinin durdurulmasına yönelik ortak mektup teşebbüsünün sıkı takip edilmesi kararlaştırıldı.
FİLİSTİN’İN BM’YE TAM ÜYELİĞİ
Bildiride, Filistin Devleti’nin Birleşmiş Milletler ve kuruluşlarına tam üyelik hakkının desteklenmesi daveti yapılarak, Filistin Devleti’ni tanıyan ülkelerin tavırları takdir edilirken, şimdi Filistin Devleti’ni tanımamış olan tüm ülkeler, Filistin Devleti’ni tanıma tarafında inisiyatif almaya davet edildi.
New York’taki İİT Grubu’na, İsrail’in BM Genel Kurulu ve bağlı kuruluşlarına iştirakinin dondurulması için milletlerarası dayanağı harekete geçirme eforlarını sürdürme misyonu verilen bildiride, İsrail’in BM kontratını ihlal etmesi, memleketler arası barış ve güvenliğe yönelik tehdit oluşturması ve BM’deki üyelik yükümlülüklerini yerine getirmemesi münasebetleriyle BM Genel Konseyi’ne (onuncu özel oturum) ortak bir karar tasarısı sunulmasına hazırlık yapılması kararı verildi.
Bildiride, Filistin halkına memleketler arası standartlara uygun, BM kararlarının uygulanması ve İslam Tepeleri kararları doğrultusunda milletlerarası müdafaa sağlanmasının gerekliliği vurgulanarak, Filistin Devleti kurumlarının kapasitelerinin artırılması ve 1967’den beri işgal altında bulunan Filistin toprakları üzerindeki egemenliğinin somutlaştırılması için bir takvim içeren kapsamlı bir vizyonun fiili olarak uygulanması bağlamında memleketler arası barış gücünün konuşlandırılması davetinde bulunuldu.
“Gazze’deki Arap-İslam Ortak Komitesi’nin” başkanı olarak Suudi Arabistan’ın önderlik ettiği iki devletli tahlilin uygulanması için uluslararası koalisyonun, Avrupa Birliği ve Norveç’in uğraşlarına takviye verilmesine işaret edilen bildiride, ayrıyeten, Suudi Arabistan ve Fransa’nın önderliğinde Haziran 2025’te BM’de düzenlenmesi planlanan Filistin meselesinin tahlili ve iki devletli tahlilin uygulanması için milletlerarası konferansa etkin iştirak sağlanmasına takviye verildi.
İSRAİL’İN SURİYE’DEN ÇEKİLMESİ
Bildiride, Lübnan’daki ateşkes muahedesinin bütün kararlarıyla uygulanmasının gerekliliği vurgulanırken, İsrail’in Lübnan sonundaki noktalarda kalarak yahut yeni bir hudut şeridi oluşturarak yeni bir statüko dayatma teşebbüsünün reddedilmesi gerektiği söz edildi.
İsrail’in Lübnan topraklarından büsbütün çekilerek milletlerarası alanda tanınan hudutlara dönmesi davetinde bulunuldu.
Bildiride, İsrail’in Suriye Arap Cumhuriyeti’ne yönelik akınları ve topraklarına yönelik müdahalesi kınanarak, bunun “uluslararası hukukun açık bir ihlali, Suriye’nin egemenliğine yönelik bir akın, gerginliği ve çatışmayı artıran tehlikeli bir tırmanış olduğu belirtildi.
Uluslararası topluma ve BM Güvenlik Kurulu’na, memleketler arası hukuku uygulamak ve İsrail’i ataklarını durdurmaya, işgal ettiği Suriye topraklarından çekilmeye zorlamak için derhal harekete geçmeleri davetinde bulunulan bildiride, Golan Zirveleri’nin işgal altındaki Suriye toprağı olduğu yinelendi ve İsrail’in burayı ilhak etme, üzerinde egemenliğini dayatma kararı reddedildi.
